MANKEN GAZETECI OLURSA
Gazeteci-yazar Deniz Akkaya Tibet'in başşehri Hakkari'den
bildiriyor
Yıllarca Şamdan'a soyunduktan sonra gazeteciliğe
de soyunan ünlü mankenlerimizden
Deniz Alkaya ricalarımı kıramayıp Hakkari izlenimlerinden
bir
demet de Milliyet okurlari için yazdı.
İste Deniz Hanim'in gözüyle Hakkari...
***
Uçagımızın patileri dört tarafı dağlarla çevrili bir dağ köyü olan
Van airportuna değdiğinde hemen tuvalete gidip makyajımı tazeledim.
Ne de olsa Çin'e ilk defa geliyordum...
Van'in her tarafı deprem çadırı gibi evlerle dolu.
Düşünsenize evlerde giyinme odası bile yok.
Bunlar göç edenlerin evleriymiş.
"Niye bu kadar çok göç var?" dedim.
"Savaş çıkınca köyleri boşaltıp geldiler abla" dedi
rehberim.
Su Sirplar'in Allah belalarini versin, ne diyeyim...
Herkesi yerinden yurtlarından ettiler yani...
Üstelik bu salak rehber de bana abla deyip duruyor.
Bu arada Atatürk'ün ölüm tarihi 1938.
***
Hakkari'ye geldiğime nedense kimse inanmadı.
Yol boyunca sürekli olarak yolumuzu kesip benim ben
olduğuma
inanmak
için kimlik
sordu kahraman Türk askeri.
Dört saatlik yorucu bir yolculuktan sonra Tibet'in başkenti
Hakkari'ye geldik.
Hakkari aslında şirin bir köy.
Halkı çiftçilik ve stand-up'çulukla geçiniyor.
Eskiden keçi yetiştirirlermiş ama Yilmaz Erdogan'ın meşhur
olmasından
sonra bölge halkı keçi yerine stand-up'çu yetiştirmeye
başlamış.
Daha kârlı diyolar...
Bu arada Atatürk'ün ölüm tarihi 1938.
***
Gece Hakkari Voyager
Hilton'da kalacaktım ama otelde yer bulunamamış.
Bu yüzden yöredeki evlerden birinde kalmamı uygun gördüler.
Evlerin çoğu dubleksti ama nedense yer altına doğru dubleks
yapmayı
uygun görmüşler.
Benim kaldığım evdeki Sifo Aga'nin dört karısı, 22 çocuğu
vardı.
Erkek çocukların üzerinde Fenerbahçe, Galatasaray ve
Beşiktaş
formaları vardı.
Hagi'nin Hakkarili ve bu kadar küçük olduğunu bilmiyordum.
Kadınlar ise çok becerikliydi.
Bir tanesi bizim kutuların kapaklarını keserek elde
ettiğimiz
sütü,
ineğin memesini okşayarak elde edebiliyor örneğin.
Bu arada Atatürk'ün ölüm tarihi 1938.
***
Hakkari eskiden İngiliz sömürgesiymiş. Sonra Seylanlılar'ın
eline
geçmiş ve uzun yıllar Mussolini adlı Habeş imparatoru bu
bölgeye
hakim
olmuş.
Üçüncü Dünya Savaşı sırasında Nazi orduları komutanı Lenin
tarafından
işgal edilen bölge daha sonra da Tayvan'a kaçan Çinliler'in
eline
geçmiş.
Sonunda Sir Lipton Ice Tea yönetimindeki Tibetliler,
Hakkari'yi
Çinliler'in elinden kurtarmışlar ve bölge Tibetli rahip
Richard
Gere'nin
komutasına girmiş.
Bu kısa tarihçeyi bana gönderen sevgili meslektaşım
Selahattin
Bey'e
de bu sütunlardan teşekkürü bir borç bilirim...
Bu arada Atatürk'ün ölüm tarihi 1938.
***
Gece elime bir keleş verdiler.
Saniyede 40 mermi atabiliyormuş.
Tetiğini çekme, dediler ama elim kazayla gitti.
Allah'tan burada insan hayatına değer veren yok.